5 Kasım 2011 Cumartesi

My İstanbul

One of my German collegues is visiting İstanbul this week and asked me some recommendations, especially restaurants. I just copied the e-mail that I sent him.


İstanbul has a special place in my heart, definitely deserves more posts, hopefully I'll write someday :)
  • My favourite activity is just a walk in Bosphorus, particularly in European side, "sahil şeridi" .There is very nice path from Arnavutköy to Bebek and Bebek to Rumelihisarı for short walk, but you can extend it from Rumelihisarı to İstinye, Tarabya and Yenikoy for longer ones. 
  • My other favourite activity is a brunch in Bosphorus, especially in Rumelihisarı, Kale cafe and Nar cafe
  • I like Bebek very much.  Cafe Nero in Bebek is the most beautiful place in the world to have a cup of coffee :) 
  • We mostly prefer Arnavutköy for fish restaurants, particularly Adem Baba and Takanik are very good and not expensive ones but there is no alcohol in both. For raki-balık, you can perefer Sur Balık in Arnavutköy, Set Balık in Tarabya, Doğa Balık in Cihangir, or  Tarihi Karaköy Balıkçısı
  • You should see the bosphorus view from the top. Galata Tower has a breathtaking view. There are also many restaurants with amazing Bosphorus view around Beyoglu.  My favourites are Leb-i Derya Richmond (on top of Richmond Hotel in İstiklal Street), 360, Mikla (top of the Marmara Pera Hotel), which is very expensive but a kind of fine dining restaurant in İstanbul. Indeed, there are more terrace alternatives in summer.
  • In Istiklal Street, there is a restaurant, Hacı Baba to taste classical Turkish cuisine, it is very close to Taksim Square.
  •  I would recommend a liver restaurant, Canım Ciğerim, serves liver şiş with many side dishes,in Istiklal Street, no:62 
  • Again around İstiklal street, you can find classical kebap-ocakbaşı restaurants, Umut Ocakbaşı and Zübeyir Ocakbaşı
  •  My other favourite restaurant in Beyoglu is a chicken restaurant, Bibucuk .
  • You can find many clubs, bars performing live-music based on your preference around Beyoglu.
  • There are some good jazz clubs in Kuledibi, around Galata Tower, like Nardis and Atölye Kuledibi
  • Babylon, Beyoğlu Hayal Kahvesi, Ghetto are nice places to listen live-music. 
  • Venta del Torro is a tapas restaurant, has average food and good sangria. On Saturdays a Cuban group, Los Chicos de Cuba, performs there, they are really good.
  • Another kebap restaurant, Tavacı Recep Usta in Etiler. It serves different kinds of kebaps from East of Anatolia, has very good side dishes.
  • Karaköy is part of the old town, just the other side of Galata Bridge and very close to Galata Tower. You can taste baklava and borek there in Güllüoğlu,  go to an old restaurant, Karaköy Lokantası or try to a new, modern, gurme restaurant Maya. 
  • Nişantaşı is chic and more expensive area. It is good for shopping, especially for luxury shopping but Turkey is very expensive for luxury shopping comparing to Germany. You can find lots of fine restaurants around Nişantaşı.
  •  Asian side
    • You should definitely go to Çiya Restaurant in Kadıköy. They serves really good food from South part of Turkey, especially from Antakya area. 
    • There are many small fish restaurants in Caddebostan. Bağdat Street is one of the famous street and have many cafes, restaurants, shops there.
    • Çengelköy would be different experience comparing to European side, there is a typical Turkish kahve in Çengelköy, Çınaraltı Kahvesi, which has good view and good to see classical Anatolian kahve culture.

  •  If you have time, you should see Princess Islands, especially Büyükada. (http://en.wikipedia.org/wiki/Princes'_Islands)

Please send me your places in İstanbul...
Have a lovely times in İstanbul ...


18 Ağustos 2011 Perşembe

Es war ein schönes wochenende in München

Ankara'ya döndüm ama yaz trafiği tüm hızıyla devam ediyor.  Henüz fotoğraflara bakacak, ayıklayacak vaktim olamadı bile, ee ne güzel :)

Bir taraftan da unutmadan yazmak  istiyorum bu güzel tatili, yeni yerleri, keşifleri, tekrarları... En son Münih'te kalmıştım, ordan başlayalım bakalım...

Münih'te hafta sonu hava yaza yakışır bir şekilde oldukça güzeldi, hava güzel olduğunda Münih çok keyifli bir şehir oluyor. Sokak çalgıcıları, kafelerde ve parklarda güneşin tadını çıkarak Münihliler, indirim dolayısıyla şehri istila eden yeni Arap turistler ile hafta sonu şehir oldukça renkliydi.

Benim hafta sonumdan kalanlar ise benim ritüellerim, her seferinde mutlaka yaptıklarım...

Sabah Ankara'da uyanıp, Münih'te her zamanki kahvaltı ritüeli ile güne başlamanın tadı bambaşka  :)  Kahve ve fırından yeni çıkmış, sıcacık mis kokulu çikolatalı kruvasan...


Sendlinger Tor'dan Marienplatz'a kısa bir yürüyüş, Marienplatz'daki kalabalığı seyretme, Sendlinger Strasse ve Kaufinger Strasse'de biraz alışveriş...



Karlsplatz'da havuz başında dinlenme...



Marienplatz'dan Giselastrasse'ye yürüyüş...Münchener Freiheit'ın güzel kafelerinde bir kahve molası, mümkünse en çok nostalji yaptığım Cafe Fellows'da...



Englischer Garten'da yayılma, kitap okuma ve sonra yemek... Burda Chinesischer Turm yanındaki beer garten en favori yazlık mekanlarımdan, hatta aşağıdaki menü ise en Münih'te en sevdiğim öğün :)


Hafta içi ise tam bir Münih klasiği: bol yağmur, soğuk hava ve iş :)

15 Temmuz 2011 Cuma

Yeniden yollardayım

Yarın sabah itibariyle 3 haftalık Avrupa seyahatim başlıyor, keyiften dört köşe dolanıyorum üç gündür :)

İlk durağım çok sevdiğim Münih, sokaklarını, kokusunu özlediğim, ara ara rüyamda kendimi çeşitli yerlerinde gördüğüm şehir... Yarın bu saatlerde öğle yemeğimde Englishergarten'da hendl ve bira bana eşlik edecek umuyorum :)

Bir çok kişiye diğer Avrupa şehirleriyle karşılaştırıldığında oldukça sade ve sıkıcı gelir Alman şehirleri, ama hayatımın en huzurlu, sakin, dingin, bir o kadar da verimli 6 ayını geçirdiğim için, bende Münih'in yeri apayrı. Anlatacak ne çok şehrim var benim, bir gün Münih'i de detaylı anlatacağım. Fırsat bulursam Münih'ten de bir şeyler yazmaya çalışacağım.

Yol gideninmiş, ben de gidiyorum :)

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Faydalı Linkler

Henüz Paris'i anlatamadan yeni bir seyahat hazırlığı içindeyim, ahh ne güzel  :)
Paris ve önümdeki diğer seyahatleri kış boyu yayınlayacak uzun zamanım olacak sanıyorum. Bu ara hazırlıklarla yeni seyahatlerin tadını çıkarma zamanı :)

Şimdilik Paris için faydalı bulduğum linkleri yayınlıyorum...

Benim Paris haritam

8 Temmuz 2011 Cuma

Köprü üstleri

Pont des Arts

Pont de Solférino


Paris notları - 1

Paris, ihtişamlı binaları, güzel kafeleri, sade, şık ve kibar Parizyenleri, her yerinde farklı hissedilen sanatçı duruşu, metrodaki akerdeon sesleri, minik butikleri, büyük mağazaları, kocaman rengarenk ahşap kapıları ve çook sevdiğim ferforje balkonlarıyla çok etkiledi beni... Bir de leziz kruvasanları ve makaronları, müthiş şarapları unutmayayım :)

Bir şehir "en iyi yürüyerek keşfedilir" sloganımdan yola çıkarak, yorgunluktan bitene, ayaklarım su toplayana kadar uzuun uzun yürüdüm Paris'te, parklarda dinlendim, sonra yine yürüdüm, kafelerde kahve/şarap keyfi yaptım derken dolu dolu bir 5 gün geçirdim. Buna rağmen her yerindeki uzun kuyruklar nedeniyle bir çok turistik aktiviteyi yapamadım, Eyfel'e çıkamadım, Louvre ve Orsay dahil hiç bir müzenin içine giremedim. 

Ama sokak sokak keşfettim Paris'i, parklarda güneşlendim, köprülerde kitap okudum, Sein nehri üzerinde saat 10'da batan güneşi seyrettim, bol bol fotoğraf çektim, Marais'in güzel sokaklarında minik butikleri, vintage dükkanları keşfettim, bir fotoğraf stüdyosuna aşık oldum, Saint Michel'in, Saint Germain'in güzel restoranlarında gece 12'ye kadar yemek yedim, şarap içtim, son metro heyecanını yaşadım, bit pazarında alışveriş yaptım, canlı chanson dinledim. En önemlisi de bol bol kahkaha attım ve çok eğlendim :). Daha ne olsun...